Wednesday, November 19, 2014


















Mayıs 2014-Atina Fuarı'nda TR Koleksiyoncuları sergisinde

FUARLARDAN SONRA TUFAN

İstanbul Art News’un Ekim Piyasa bölümünde bazı galerilerin kapanacağına/kapandığına ilişkin bir haber çıktı. Bu galeriler arasında herhangi bir basın açıklaması yapmamış olan Kuad Galeri’de vardı. İstanbul sanat ortamının kulaktan kulağa haberleşme sistemi bir şekilde işlemiş ve Kuad Galeri de bu haberde yer almıştı. Bu haberin doğru yanı da vardı; galeri bir durum değerlendirmesi yapıyordu. Yeni yöntemler keşfetmeye çalışarak galerilerin işlevinin tersine işleyen sanat piyasası yönlendirmelerini sollayarak devam etmeyi düşünüyor; ancak bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek.

Kuad Galeri’de  2012-2014 arasında Kesintisiz Avangard (Küratör: Branko Franceschi 24 ŞUbat - 28 NiSan 2012); Fluxus 50, Galerie Inge Baecker Koleksiyonu’ndan Fluxus’un 50. Yılı (10 Mayis - 30 Haziran 2012); John Cage (18 Temmuz - 5 Eylül 2012); Gerard Caris “ Beşgencilik” ( 19 Eylül - 27 Ekim Joseph Kosuth, “Uyanma” (22 Kasım 2012 - Mart 2012); Nikita Alexeev “Avrasya Şarkıları”
1(9 Nisan - 15 Haziran 2013) Marjinal Bir Devrim (10 Eylül - 10 Kasım 2013;  Küratörler: Max Presneill - Gül Çağın); Online 5 Kasım - 31 Aralık 2013); Mutsuz Hazır Nesne (Ocak - Şubat 2014); Duyumlanabilirliğin İmgeleri (11 Mart - 19 Ni̇San 2014); KopuşLar ve Kavuşmalar-Poloya-Türkiye 600.Yılı (2 Mayıs 2014
5 Haziran 2014);  Teknik Esrime (Ağustos – 13 Eylül 2014); Küçük Güzeldir (Eylül-Aralık 2014) sergileri gerçekleşti ve yaklaşık 150 sanatçının yapıtı sunuldu. Kuad Galeri, sanatçılarla ilişkilerde de anlaşmaların onların yararına yapılmasına özen gösterdi; olağan kurallar karşılıklı saygı ve anlayışla uyguladı; danışmanlığa önem verdi. Bu sergilerin içerik ve biçimlerine bakıldığında Kuad Galeri’nin nerdeyse kar amacı gütmeyen bir sanat mekanı gibi çalıştığı görülür. 2012-2013 yılında beklenen düzeyde olmasa da satışların yapıldığını söyleyebiliriz; ancak gözlemimize göre 2014 başından itibaren Türkiye’nin siyasal krizlerine ve seçim dönemine bağlı olarak satışlarda hızlı gerileme oldu.  Ne ki sanat yapıtları satışlarının ekonomik dalgalanmalardan etkilenmediği gibi yaygın bir kanı da var; küresel bağlamda en ağır ekonomik krizlerde bile sanat yapıtlarına yatırım sürdüğü izleniyor.

Türkiye’de durum böyle mi? Yanıt için yatırımı yapan kişi ve kurumların durumuna  bakmak gerekiyor.
Küresel sanat piyasasının rekabet araçlarından olan ve her yıl yayınlanan ”en önemliler” listelerinde 2014 yılının 200 en aktif Modern ve Çağdaş sanat koleksiyoncusunun adı arasında yalnız, bir Türkçe ad görülüyor.*
İdeolojik içerik, toplumsal sorumluluk ve eleştirel yaklaşım dışında yapıtların satılması gibi bir hedef de olduğuna göre bu listeler bulundukları ülkelerin kültür/sanat sanayilerinin düzeyine bağlı mesleği sürdürmek zorunda olan sanatçılar ve sanat uzmanların gündeminde de yer alıyor.

Türkiyeli Modern ve Çağdaş sanat alıcısının son beş yıldır gösterdiği performansa da bakılırsa bu listelerden birisine girebilmek için belirli koşulların yerine getirilmesi bekleniyor. VIP ve Tanıtım yöntemleriyle ve kuşkusuz genel ekonomi politikasının “büyüme düşleri”yle oldukça şişirilmiş bir sanat ortamı/piyasası ortamına sahip olduğumuzu varsayarsak, listelere girememiş bir koleksiyoncu grubuna sahip olduğumuz gerçeği bize durumun sunulandan başka olduğunu gösteriyor.  

200 koleksiyoncunun listede yer almasının nedeni, iş dünyasındaki başarıları değil, koleksiyonlardaki yapıtların niteliğidir. Yapıtların değerlendirme sürecinden, güç odağı oluşturan sanat ve kültür kurumlarının onayından geçmiş olması, sanatçılarının istikrarlı ve verimli bir üretim çizgisi olması gibi özellikler söz konusudur.

Türkiye’de koleksiyoncu adının yanına bir artı değer katmak için “koleksiyoncu” olmayı göze alıyor. Göze alıyor, çünkü genel olarak benimsediği geçmişe dönük koleksiyonculuk ne kadar güvenliyse , geleceğe dönük koleksiyonculuk sanat ve kültür üretimlerini destekleyen ve güdüleyen, etkinlikten çok yaratıcı insana yatırım yapan özel-kamusal kurum altyapılarına sahip olmadığımız için; kendisi çağdaş sanat konusunda her zaman yeterince bilgilenmediği için; sanatçının üretimi sürdürmesi için yeterince olanağı olmadığı için güvensizdir.
1980’lerde kurulan öncü galerilerin ve 1990’lardaki fuar girişimlerinin bu koleksiyonculuğun oluşumunda payı olduğunu biliyoruz; artısıyla eksisiyle bir koleksiyoncu profili oluşturdular. Bu profil uzun süre bir dizi sanatçının resminin elden ele dolaşması şeklindeydi ve koleksiyonlar böylece %80 Modernist resimden oluşuyor. Son yıllarda Post-modern resim, fotoğraf ve video alıcısı profili oluştu, ama bu  üretimin küçük bir yüzdesinin satışını karşılıyor.

Koleksiyoncular son dönemde yabancı sanat tacirlerine danışmayı ve fuarlardan alım yapmayı yeğliyor; sanatı “emtia” olarak gören büyük şirketlerle, bu şirketlerin istihdam ettiği uzman topluluğuyla işbirliği içinde kapalı devre oluşturarak sanat üretiminin kaderini belirleyici duruma geliyor.

İstanbul'da dar alanda birbiriyle kıyasıya rekabet içinde üç-dört fuar var. İlk ikisi uluslararası olma iddiası taşıyor. Bu iki fuar söz konusu 200 koleksiyoncu listesinden en azından bir kaçının ya da başka listelerden bir kaçının bu fuarlara geleceğini müjdeliyor. Fuarların içine sanat bilgisi ve sanat uzmanlığı içinde bir değerlendirme ortamı sağlamak amacıyla konferans, açık oturum gibi entelektüel etkinlikler yerleştirilerek koleksiyoncuların güveni kazanılıyor.

Türkiye’de dengeleyici işlevi olan kamusal kurumsal kültür ve sanat altyapısının yarattığı boşluğu sanat piyasası ile işbirliği yapan özel sektörün artısıyla eksisiyle doldurmaya talip olduğuna tanık oluyoruz. Bu sorumluluğun bilincinde olduklarını da var saymak zorundayız! Ancak bu koşullarda çağdaş sanatın savunduğu “bağımsızlık-özgürlük-muhalefet-eleştiri” gibi değerlerin uygulanmasının güçleştiğini söyleyebiliriz.
Koleksiyoncular fuarlara ve müzayedelere güveniyor. İş insanı olarak iş bildiklerini varsayıyoruz, ama 1980’lerden günümüze üretilen ideolojik-muhalif-eleştirel-ilişkisel yapıtları - ki özellikle bu yapıtlar Türkiye çağdaş sanat üretimini uluslararası üretime bağlıyor – neden satın al(a)madıklarını açıklamak zor oluyor. “200 önemli” listesine giremediklerinin nedeni de koleksiyonlarının “gelişim belleği” içermemesi olsa gerek.





Tuesday, August 26, 2014








BASIN BÜLTENİ
4. ULUSLARARASI ÇANAKKALE BİENALİ

“SAVAŞIN SONUNU YALNIZCA ÖLÜLER GÖRÜR” (PLATON)

27 Eylül-2 Kasım 2014

SANATÇILAR:
Gülçin Aksoy (İstanbul), Maja Bajevic (Paris–Saraybosna),
Nigol Bezjian (Beyrut), Bashir Borlakov (İstanbul),
Songül Boyraz (Viyana),
Harold De Bree (Lahey), Klaus vom Bruch (Berlin–Münih),
Ergin Çavuşoğlu (Londra–İstanbul), Ersan Deveci (İzmir),
Nezaket Ekici (Berlin–İstanbul), Reha Erdem (İstanbul),
Ayşe Erkmen (Berlin–İstanbul), Aladdin Garunov (Moskova),
Douglas Gordon (Londra), Murat Gök (Diyarbakır),
T. Melih Görgün (İstanbul),
Güven İncirlioğlu (İzmir), IRWIN (Ljubljana), Khaled Jarrar (Ramallah),
Grigor Khachatryan (Erivan), Anne Kodura (Berlin),
Sıtkı Kösemen (İstanbul), Raziye Kubat (İstanbul),
Radenko Milak (Belgrad), Jehane Noujaim (Boston),
Pınar Öğrenci (İstanbul), Ahmet Öktem (İstanbul),
Marilena Preda Sanc (Bükreş), Antonio Riello (Milan–Londra–Asiago),
Anri Sala (Paris), Hans Schabus (Viyana), Tunca Subaşı (İstanbul),
Erdal Sezer (Çanakkale), Panos Tsagaris (New York–Atina),
Astrid Walsh (Dublin), Viron Vert (Berlin–Istanbul),
Akram Zaatari (Beyrut)

KÜRATORYEL EKİP: 
Beral Madra (Genel Sanat Yönetmeni), Seyhan Boztepe (Genel Direktör),
Deniz Erbaş (CABININ Yönetici Küratörü)

Kavramsal çerçevesi 1.Dünya Savaşı’nın 100.yılı üstüne yapılandırılan ve
27 Eylül – 2 Kasım 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan
4.Uluslararası Çanakkale Bienali’nin ana sergisine
Bosna Hersek, Slovenya, Rusya, Sırbistan, Romanya, Lübnan,  Filistin, Ermenistan, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Yunanistan, İrlanda, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya ve Türkiye’den
37 sanatçı katılıyor.

Bu basın bültenini hazırlar ve sunarken Filistin’den Somali’ye, Irak ve Suriye’den Orta Afrika’ya, yakın ve uzak coğrafyalarda süregiden savaş ve yıkım döngüsü bağlamında, bienalimizin 2500 yıl önce Platon tarafından dile getirilmiş başğının ne denli geçerli olduğunu büyük bir üzüntüyle izlemekteyiz.

Uluslararası Çanakkale Bienali, kurulduğu 2006 yılından bu yana Çanakkale’yi, Akdeniz havzası ile Avrupa ve Ortadoğu coğrafyalarının kesişim noktasında, çağdaş sanatın üretim, izlenme ve algılanması için uluslararası bir merkeze dönüştürmek; uluslararası sanatçıları ve sanat uzmanlarını davet ederek, kenti bu sanatçıların ve iletişim ağlarının gündemine yerleştirmek; kamusal alanlar, sanat ve kültür kurumları, üniversiteleri sanatçılarla işbirliğine davet ederek, karşılıklı etkileşim ve iletişim ortamı yaratmak; Çanakkale’yi küresel sanat ve kültür sanayi ve iletişim ağları içine konumlandırmak ilkelerini benimsiyor.

Bu ilkeler doğrultusunda 1914-2014 1.Dünya Savaşı’nın 100. yılının çeşitli vesilelerle hatırlandığı ülkelerde kapsadığı düşünce, yorum ve eleştiri alanı Çanakkale Bienali için elverişli bir kavramsal ortam oluşturmaktadır. 1. Dünya Savaşı’nın 100. yılında bu savaşa katılmış veya süreç ve sonuçlarından etkilenmiş bütün ülkelerde çeşitli etkinlikler planlanmakta ve hayata geçirilmektedir. Uluslararası Çanakkale Bienali, bu konuyu ele alarak kültürel ve sanatsal açıdan gündeme etkin bir biçimde katılmaktadır.

Bu yıl bienal, 20.yy başından bugüne en etkin düşünme ve eleştirme aracı olan görsel sanat ve kültür üretimleri aracılığıyla 1914’den günümüze değin sürmekte olan siyasal, toplumsal, kültürel olayları ve savaşların etkilerini yeniden değerlendirmeyi, irdelemeyi ve yorumlamayı amaçlıyor.  Dünya tarihinde bir dönüm noktası olan 1. Dünya Savaşı’nı, bu trajedinin önemli bir boyutunun yaşandığı Çanakkale’nin tarihsel, kültürel ve doğal özelliklerine de bağlamayı öneriyor.

Dolayısıyla, savaşa katılan ülkelerin Türkiye’deki temsilciliklerinin de doğal olarak bienale büyük ilgi gösterdiklerini belirtmeliyiz. Savaş ve yüzyılın, tarihsel Osmanlı coğrafyasından, bugünün siyasal haritasında kadar sürmekte olan etkilerinin yerel, ulusal ve uluslararası bağlamlarda yeniden-değerlendirileceği 4. Uluslararası Çanakkale Bienali, savaşa katılmış bütün ülkelerle etkin bir iletişim ve işbirliği ortamı, ortak bir çalışma ve üretim zemini oluşturmuştur.

Bienale, özellikle bugüne değin ürettikleri yapıtlarıyla Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu ekseninde küresel savaş ve barış süreçlerini, savaşların ve savaş sonrası gelişmelerin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel etkileriyle yol açtıkları değişimleri değerlendiren, irdeleyen ve yorumlayan sanatçılar davet edilmiştir. Sanatçıların duyarlılık ve öngörü içeren yapıtları, ülkelerinin özgün koşullarına odaklanırken küresel boyuttaki olgulara da değinmekte, böylece dünya tarihine ve günümüze dair görsel bir bellek, bir imge birikimi oluşturmaktadır. Bienalde sunulacak görsel imge birikiminin özellikle günümüzün genç kuşağı için önemli bir düşünsel-eleştirel temel sağlayacağını umut ediyoruz.

Doğtaş tarafından tahsis edilen kent merkezindeki üç katlı mobilya mağazası, 4. Uluslararası Çanakkale Bienali ana mekânı olarak işlev görecektir. Daha önceki bienallerde olduğu gibi Çanakkale’nin özgün yapı ve kamusal alanları ile Korfmann Kütüphanesi, Eski Ermeni Kilisesi, Mahal Sanat ve civarındaki eski depolar gibi özgün mekânlar da Bienal sergi ve etkinliklerine ev sahipliği yapacaktır. Bienale katılan sanatçıların uluslararası sergilerde gösterilmiş resim, fotoğraf, video ve yerleştirmeleri yanında, bienal için üretilmiş yeni çalışmaları da bu mekanlarda ziyaretçilerle buluşturulacaktır.

Çanakkale Belediyesi tarafından desteklenen Uluslararası Çanakkale Bienali’nin ayrılmaz bir parçası olan Bienal Genç, Bienal Çocuk ve Bienal Engelsiz programları ile bunlara eklemlenen “Bienaldeyiz” Kadın Girişimi, Bienalin bu yıl oluşturacağı görsel ve kavramsal çerçeveden hareketle çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmalar hem ana sergiyi besleyecek, hem de bienalin açık kalacağı 5 hafta süresince kentte farklı etkinlik ve çalışmalarla bienalin görsel ve düşünsel çıktılarını geniş kitlelerle buluşturacaktır.

4. Uluslararası Çanakkale Bienali’nin son haftasına gelindiğinde ise, 2004 yılında Berlin’de kurulan A SOUL FOR EUROPE (www.asoulforeurope.eu), AB ülkelerinden ve Türkiye’den önemli siyasetçi ve kültür uzmanlarının katılımıyla 25-27 Ekim 2014 tarihlerinde Çanakkale’de uluslararası bir forum gerçekleştirecektir.

Bienal kapsamında bir de özel proje yer almakta. “Shadow, Speak You Too [hester panim]” başğını taşıyan ve küratörlüğünü A.S. Bruckstein Çoruh / Taswir projects’in üstlendiği sergi, Joseph Semah’ın “Plasenta & Sonsuzluk” (1995) serisinden grafik baskılar ile Eva Beierheimer & Miriam Laussegger’in yerleştirmesinden oluşuyor.


BİENAL EKİBİ
Genel Sanat Yönetmeni: Beral Madra
Genel Direktör: Seyhan Boztepe
CABININ Yönetici Küratörü: Deniz Erbaş

Danışman:  İsmail Erten
Katalog Editörleri: Marko Stamenkovic, Çağla İlk
Asistan Küratör: Irene Panzani
Basın ve PR Direktörü:  Aynur Ganiler
Sergileme Sorumlusu: Kubilay Özmen
Koordinatörler: Deniz Erbaş, Didem Gürdoğan, Erdal Sezer, Erdinç Alnıak, Gözde Robin, Ismail Erten

Bienal Yönetim Merkezleri: CABININ ve MAHAL Sanat
Ayrıntılı bilgi için: info@canakkalebienali.com




PRESS RELEASE

4TH INTERNATIONAL ÇANAKKALE BIENNIAL

‘Only the dead have seen the end of war’ (Plato)

27 September-2 November 2014

ARTISTS
Gülçin Aksoy (Istanbul), Maja Bajevic (Paris–Sarajevo), Nigol Bezjian (Beirut),
Bashir Borlakov (Istanbul), Songül Boyraz (Wien), Harold De Bree (The Hague),
Klaus wom Bruch (Berlin–Munich), Ergin Çavuşoğlu (London–Istanbul),
Ersan Deveci (Izmir), Nezaket Ekici (Berlin–Istanbul), Reha Erdem (Istanbul),
Ayşe Erkmen (Berlin–İstanbul), Aladdin Garunov (Moscow),
Douglas Gordon (London), Murat Gök (Diyarbakır), T. Melih Görgün (Istanbul),
Güven İncirlioğlu (Izmir), IRWIN (Ljubljana), Khaled Jarrar (Ramallah),
Grigor Khachatryan (Yerevan), Anne Kodura (Berlin), Sıtkı Kösemen (Istanbul),
Raziye Kubat (Istanbul), Radenko Milak (Belgrade), Jehane Noujaim (Boston),
Pınar Öğrenci (Istanbul), Ahmet Öktem (Istanbul),
Marilena Preda Sanc (Bucharest), Antonio Riello (Milan–London–Asiago),
Anri Sala (Paris), Hans Schabus (Wien), Tunca Subaşı (Istanbul),
Erdal Sezer (Canakkale) Panos Tsagaris (New York–Athens), Astrid Walsh (Dublin),
Viron Vert (Berlin–Istanbul), Akram Zaatari (Beirut)



4th International Çanakkale Biennial has its conceptual framework structured upon ‘1914-1918-The Centenary of World War I’
is to be held on
27 September-November 2014
and welcomes
37 artists from Germany, Ireland, Austria, Russia, Romania, Lebanon, Italy, Armenia, Bosnia-Herzegovina, Palestine, France, Slovenia, Serbia, Greece
to its main exhibition.

In the meanwhile, as the wars and slaughters occurring in a broad area stretching from Palestine, Iraq and Syria to Somali and Central Africa, we should also express our feelings of grief and sorrow for realizing once more the solid truth in the topic of our biennial today as recited by Plato 2500 years ago.

International Çanakkale Biennial, since its foundation in 2006, has been aiming various purposes: Firstly, to establish an international center, and hence, to transform the city of Çanakkale into a meeting point for production, observation and presentation of creations of contemporary art where Mediterranean, European and Middle-Eastern cultures intersect; secondly, by inviting numerous artists and experts, to locate the city into the international network of communications, arts and culture of global biennial community; and lastly, to provide an open platform for professionals, artists and institutions to exchange their practices and and share expertise in collaboration.

The arguments, interpretations and critics so far elaborated in considering the 100th year of 1st World War construct a favorably comprehensive conceptual framework for Çanakkale Biennial. In the centenary of 2014, numerous projects and events are being held in those countries, which have participated in or effected by the war. Çanakkale Biennial anticipates a broad and an effective participation in cultural and artistic topics of global communication. Perceiving artistic and cultural creations as the most effective means of reflection and criticism since the beginning of 20th century, Çanakkale Biennial this year, aims at revaluating, elaborating and elucidating the ongoing political, social and cultural events and the impacts of war thereupon since 1914.

Recognizing the fact that the city of Çanakkale, with its historical, cultural and natural context considerably effected by 1st World War and its outcomes, having played a considerable role at the turn of our century, the relevant countries through their diplomatic representatives and cultural centers have not spared the due consideration to the biennial.

The 4th International Çanakkale Biennial provides an open communication and a collaboration platform for the international community and enables a comprehensive revaluation of the impacts of 1st World War and the 20th century at local, national and international levels on today’s political configuration and the historical geography of the Ottoman Empire as well.

The biennial has invited those artists and experts who are mostly prominent with their specific works of art interpreting the consequences of war and peace cycles and the following political, economical, social and cultural consequences in Europe, the Balkans, the Caucasia and in the Middle-East. The sensitivity, anticipation and subtlety within their works are not only focused on the conditions in their own countries, but also on the effects on other countries and societies as well; thus, all together, they accomplish an accurate body of a common visual memory and a valuable accumulation of images. We believe the presentation of those works shall create a substantial and a stimulating effect on the intellectual capacity of the younger generations.

As for the facilities, the Doğtaş building in city center shall serve as the man location for the 4th International Çanakkale Biennial. As previously, the Biennial shall use the special buildings and venues of historical importance like Korfmann Library, old Armenian Church, Mahal Art Center and the storehouses in the vicinity.

Along with paintings, photographs and video works of the artists, which have previously taken place in international exhibitions, their recent works specific to Çanakkale Biennial will also be presented.

The 4th International Çanakkale Biennial is financially sponsored by the Municipality of Çanakkale and supported by the ongoing activities of related platforms such as Art Biennial of Children, Art Biennial of Youth, Unhindered Biennial, and the women’s initiative ‘We are in Biennial’. All these teams will not only be supporting the main exhibition of the Biennial, but also act as a mediator to communicate the messages to the public through various outdoor activities.

In the last week of the Biennial, A SOUL FOR EUROPE (www.asoulforeurope.eu), founded in 2004 in Berlin, having previously organized forums in Turkey, will coordinate an international forum with the participation of prominent politicians and experts from Turkey and EU countries in October 25-27, 2014.

General Art Director: Beral Madra
General Director/Founder: Seyhan Boztepe
CABININ Executive Director: Deniz Erbaş
Press/PR Director: Aynur Ganiler
Editors: Marko Stamenkovic, Çağla İlk
Asistant Curator: Irene Panzani
Exhibitions Management: Kubilay Özmen
Coordinators: Deniz Erbaş, Erdal Sezer, Erdinç Alnıak, Gözde Robin, Ismail Erten
Biennial Management Centers: CABININ&MAHAL Art Center